Manuel vitesli araçlar, son yıllarda yerini otomatik vitesli araçlara bırakmaya başladı. Bu araçların birçoğunda çift kavramalı otomatik şanzıman veya bilinen adıyla DSG şanzıman kullanılmakta. Otomobil dünyasında adından sıkça söz ettiren DSG şanzıman, araç kullanımını oldukça kolaylaştırırken, birtakım sorunları da beraberinde getirebiliyor. Şimdi DSG şanzıman nedir, nasıl çalışır, avantajları ve dezavantajları neler bakalım.
DSG Şanzıman Nedir? – Çift Kavramalı Otomatik Şanzıman
Alman otomobil devi Volkswagen tarafından geliştirilen DSG (Direct Shift Gearbox) şanzımanın patenti, yine Volkswagen’e ait. Temelleri 20 yıl öncesine dayanan bu çift kavramalı şanzımanlar, dişli otomatik viteslere kıyasla daha hızlı ve daha kolay vites değiştirmeyi sağlıyor.

Bu sistem geliştirilirken, asıl hedef otomatik şanzıman değil, otomatik şanzımanda çift kavrama ile en yumuşak geçişleri sağlamaktı. Ancak dünyaca ünlü otomobil yarışı Formula 1’deki araçlarda, debriyaj kullanmandan vites geçişi yapılmasını sağlayan sıralı manuel şanzıman teknolojisinin geliştirilmesiyle çift kavramalı otomatik şanzıman ortaya çıktı.
DSG şanzımanın, vites geçişi esnasında ortaya çıkan güç kaybını da ortadan kaldırdığını belirtmek gerek. Frenleme ve hızlanma gibi ani olaylarda optimum geçişlerin yapılabildiği bu sistemde tekerlere verilen güç, konvektör kullanılarak aktarılabiliyor. DSG’yi günümüzde:
- Volkswagen,
- Skoda,
- Audi,
- Seat,
- Ford,
- Renault (Dizel),
- Nissan (Dizel),
- Mitsibushi,
- BMW gibi otomobil devleri kullanmakta.
DSG Şanzıman Nasıl Çalışıyor?
DSG şanzıman içerisinde yer alan çift baskı balata, vites sayılarını kümeleyerek her vites sayısını tek ve çift olarak gruplandırmış durumda. Birinci baskı balata tek sayılı (1,3,5) vitesleri, ikinci baskı balata ise çift sayılı (2,4,6) vitesleri barındırmakta.

Araba çalıştırıldığında önce tek sayılı yani birinci baskı balata devrede oluyor. Ancak, diğer baskı balata göreve hazır bir şekilde bekliyor oluyor. Araç hareket ettikten sonra 2. vitese geçilmesi gerektiğinde, şanzıman baskı balatayı kullanarak tek sayılıdan, çift sayılıya güç kaybı yaşanmadan geçişi sağlıyor.
Bu döngü her vites artışında tekrar ediyor. Kısaca, vites değişikliklerinde sonraki hamle için hazırlık yapıyor ve vitesler arası sorunsuz geçiş yapılmasını sağlıyor.
Ayrıca DSG şanzımanın 6 vitesten ibaret olmadığını belirtmek gerek. Şöyle ki, Volkswagen’in 1. baskı balatasına dahil olan 7. kuru tip dişlisi de var. Ancak 7 ileri vitesler standart araçlarda kullanılırken, 6 ileri DSG şanzımanlar daha çok yüksek tork üreten araçlarda kullanılmakta.
DSG Şanzıman Avantajları
DSG’nin sunduğu en büyük avantaj, vites geçişlerinin oldukça sessiz ve sorunsuz yapılabilmesi. Bilgisayar destekli bu sistemde, geçişler maksimum 8 mili saniyede tamamlanıyor. DSG’de kullanıcılara Sport ve Drive olmak üzere iki farklı sürüş modu sunuluyor.
Drive modu aracı yüksek viteslerde tutuyor. Bu arada yakıt tüketimini düşürürken ses düzeyini de minimum seviyeye indiriyor. Spor modu ise aracın gaz pedalı tepkimelerini hassaslaştırıyor ve motorun güç bandını kısa tutuyor.
Tüm bu avantajların yanı sıra, her sistemde karşılaşılabilecek birtakım sorunlar DSG şanzımanda da mevcut.
DSG Şanzıman Dezavantajları | Sorunları
Maalesef, bu kadar akıllıca geliştirilen bir sistemde bile sorun yaşanabilmekte. Örneğin, kavramalardan herhangi birinde bir sorun olduğunda, vites geçişi yapılırken sürücü tarafından hissedilen ve rahatsız edici bir titreşim oluşuyor.

Ya da kalkış sırasında, 1. vitesten 2. vitese seri bir şekilde geçiş yapılırken, araç hızı durmaya yakın seviyeye geldiğinde DSG, aracı 2. viteste bekletiyor. Böylece bir süre sonra aşınma oluşan ikinci vites, çalışırken sorun çıkarmaya başlıyor.
DSG’de, rampa çıkarken veya rampada beklerken tüm yükün şanzımana binmesi de sorun yaratmakta. Özellikle Yokuş kalkış desteği olmayan araçlarda, rampada sürekli yüke maruz kalan DSG, yine titreşim sorunu yaratabiliyor.
Özetle DSG şanzıman, büyük bir kullanım kolaylığı sağlıyor. Ancak, oluşan sorunlar da kullanıcıların canını sıkabiliyor. Bu nedenle DSG’li bir araç satın almadan önce, üreticinin yaşanan sorunlar karşısında gösterdiği tavrı ve servislerin bu sorunlara yaklaşımının araştırılması tavsiye edilir.